Pencereden dışarı bakıyorum.Nedense geçmiş seneleri hatırlatıyor sokağı izlemek bana. Manzara farklı, evler, ağaçlar, kediler her şey farklı fakat ben hep gecmişteyim sanki her şey aynı gibi hala. Toprağın kokusunu içime çekiyorum; toprağın kokusunu içime çektiğim bir ana yolculuk ediyorum. Göğe kaldırıyorum başımı; güneşi selamlıyorum gözlerimle. Her yeni güne doğan güneşin sonsuz umudunu derince içime çektiğim zamana dönüyorum. Yani en umutsuz olduğum ana. Sonra bir şarkı çalıyor kulağıma diyor ki merak etme her şey yolunda. Başımın üstünde parlayan bir ışık oluşuveriyor sanki. Gözlerimi kapatıyorum bırakıyorum kendimi zamanın akışına. Sakince bekleyiş öyle güzel ki… Kendimi ve kimseyi yormadan, hayatın getireceklerinden habersiz, hayatın getireceklerine karşı hazırlıksız ama aslında son derece hazır.